Kurdaki Son Durum: Dolar/TL’de Yukarı Baskı Sürüyor

Son günlerde kuru, geniş bir bant içinde olmasa da yukarı yönlü eğilimlerin baskın olduğu bir seyir izliyor. Haftalık bazda değerlendirildiğinde %0,4 bandında sınırlı bir yükseliş gözlemlense de bu artış, paritenin geçtiğimiz hafta 41,25 seviyesinde destek bulduktan sonra yukarı yönlü temel bir baskının oluştuğu sinyalini veriyor. Sert sıçramalar yaşanmasa da, piyasa fiyatlamasında istikrarsızlık riski biraz daha belirginleşiyor.
Kısa vadeli görünümde dolar/TL’de bir süre daha yatay-yukarı eğilimli hareket etmeye devam edebilir. Ancak teknik açıdan özellikle kısa vadelerde oluşan yatay bantların aşılması durumunda fiyatlamalarda ani ve belirleyici kırılımlar görülebilir. Bu olasılık, mevcut ekonomik ve siyasi risklerin ağırlığıyla birlikte daha fazla önem kazanmış durumda.
Merkez Bankası: Söylem Sıkı, Uygulama Net
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının son dönemdeki iletişim dili, dolar kuru üzerinde etkili faktörlerden biri olmaya devam ediyor. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, New York’ta yaptığı açıklamalarda, fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikasının kararlılıkla sürdürüleceğini vurguladı. Bu söylem, kısa vadede politika faizinde agresif indirim ihtimalini azaltarak TL üzerindeki baskıyı bir miktar hafifleten bir unsur olarak öne çıkıyor.
Bilindiği gibi TCMB, bu ay %43’ten %40,5’e çekti. Ancak Karahan’ın açıklamaları, faiz indirimlerinin ‘otomatik’ olmayacağına işaret ederken, veriye dayalı, şartlara bağlı bir para politikası duruşunun benimsendiğini gösteriyor. Bu yaklaşım, piyasanın tahmin ve fiyatlama mekanizmasını zorlaştırabilir.
Kur üzerindeki bir diğer kritik başlık da TCMB’nin rezerv kapasitesi ve olası müdahale ihtimalleri. Geçmişte, özellikle Mart ayında yaşanan siyasi gelişmelerin ardından yaklaşık 12 milyar dolarlık rezerv satışıyla kurdaki oynaklık geçici olarak bastırılmıştı. Ancak piyasa, bu tür müdahaleleri sürdürülebilir bir strateji olarak değil, kısa vadeli bir önlem olarak değerlendirme eğiliminde.
Rezerv artışındaki sınırlı görünüm, potansiyel bir yeni dalgada Merkez Bankasının manevra alanını daraltabileceği için kurda yukarı yönlü daha kırılgan bir yapıya neden olabilir. Bu yüzden net rezerv trendi, yatırımcı güveni açısından önemli bir referans noktası olarak izlenmeye devam edilecek.
Öte yandan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini yukarı revize etti. Ancak bu olumlu revizyonun yanında, ülkenin karşı karşıya olduğu jeopolitik ve siyasi belirsizliklere dikkat çekildi. Ayrıca küresel likidite koşullarındaki daralmanın Türkiye gibi gelişen piyasa ekonomileri açısından risk oluşturduğu da vurgulandı.
Bu değerlendirmeler, yabancı yatırımcı perspektifinde Türkiye algısının sadece makro verilerle değil, aynı zamanda siyasi ortamla da şekillendiğini gösteriyor. Risk primi ve ülkeye giriş yapan sermaye açısından bu çok boyutlu analiz yaklaşımı, kur dinamiklerinin sürdürülebilirliğini de doğrudan etkiliyor.
Küresel Etkiler: Fed ve DXY Takibi Ön Planda
Küresel tarafta ise dolar/TL kurunu etkileyen en önemli dış faktör yine ABD Merkez Bankasının (Fed) politikaları olmaya devam ediyor. Fed’in geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği 25 baz puanlık faiz indirimi, dolar endeksi üzerinde kısmen baskı oluştururken, gelişen piyasa kurlarında kısa vadeli pozitif algıyı tetikledi. Ancak bu etkinin kalıcı olup olmayacağı, küresel risk iştahına ve ABD ekonomik verilerine bağlı olarak şekillenebilir.
Özellikle Dolar Endeksi (DXY), ABD görünümüne ve Trump yönetiminin hamlelerine paralel hareket ederken, TL dahil olmak üzere gelişmekte olan ülke para birimlerinde dolaylı etkiler oluşturmaya devam ediyor. Ayrıca Trump yönetimi döneminde likidite mekanizmalarında yaşanması muhtemel bağımsızlık tartışmaları da kur açısından dikkatle izlenmesi gereken gelişmeler arasında.
Dolar/TL Kurunda Olası Senaryolar

Mevcut durumda, dolar/TL için kısa vadede oluşan yatay görünüm yukarı yönlü hamlelerle bozulurken ılımlı yükseliş devam ediyor. Ancak siyasi gelişmeler, dış borç geri ödemeleri, küresel yatırımcı duyarlılığı ve iç piyasada ekonomik reform beklentileri gibi ana başlıklar, fiyatlama için belirleyici faktörler olmaya devam ediyor.
Olumlu senaryoda dolar/TL, merkez bankası rezervlerinden gelen destek ve sıkı para politikası söylemiyle sınırlı yükseliş sergileyerek dengede kalabilir. Olumsuz senaryoda ise siyasi risklerin artması ve küresel likidite daralmasıyla birlikte dolar kurunun yeniden yukarı yönlü sıçramalarla ivme kazanabileceğini görebiliriz.
Sonuç olarak, dolar/TL kurunda henüz yapısal rahatlamaya işaret eden bir görünüm bulunmamakla birlikte, sıkı para politikası söylemi, swap anlaşmaları ve küresel faiz ortamı dikkatle izlenmeye devam edilmeli. Kısa vadeye dair yön sinyalleri ise teknik seviyelerin yanı sıra, içerideki politik gelişmeler ve dış verilerle netleşmesi muhtemel.
Teknik görünümde ise dolar/TL’nin hafta başında kısa vadeli direnci 41,40’ı aşarak 41,50 seviyesine doğru yöneldiği görülüyor. Bu noktada 41,45 ve 41,40 seviyeleri destek noktaları haline gelirken 41,48’in üzerindeki günlük kapanışlarda bir sonraki aşamada 41,52-41,55 bölgesine doğru bir yönelim görülebilir.
Sorumluluk Reddi: Bu makale yalnızca bilgilendirme amacıyla yazılmıştır. Herhangi bir şekilde varlık satın almayı teşvik etme amacı taşımadığı gibi yatırım yapmak için bir talep, teklif, tavsiye veya öneri teşkil etmez. Her türlü varlığın birden fazla bakış açısıyla değerlendirildiğini ve oldukça riskli olduğunu, dolayısıyla herhangi bir yatırım kararının ve buna bağlı riskin yatırımcıya ait olduğunu hatırlatmak isterim. Ayrıca herhangi bir yatırım danışmanlığı hizmetimiz bulunmamaktadır.